Orhan Gencebay – Güle Güle Sevdiğim

Güle güle sevdiğim Bahtın açık olsun Bütün özlediklerimiz Seni bulsun Ne ilk temennim bu Ne son olacaktır Hasretlere benden de selam olsun Geri döneceksen eğer Yolu biliyorsun Git diyen yok ki sana Gidiyorsun Aşkı sen öğretmiştin Unutmayı da öğret Seni nasıl sevdiğimi Bilmiyorsun… Ne vardı ayrılığa koşup da sarılacak Hasretinde gözyaşı var görmüyorsun

Tarkan – Uyan

iki gözü iki çeşme hepimize sesleniyor deva bul bu derde gel beni kurtar diyor kanadı kırık kuş gibi garibin içi kan ağlıyor beni ateşe atmadan önce vicdanına sor diyor uyan uyan, uyan uyan koy elini kalbine geç olmadan bu yolun sonu yokuştur deme dağları aşarız eğer inanırsan uyan uyan, dostum uyan koy elini kalbine geç…

Teoman – Gönülçelen

Kırıklarını aldırdım kalbimin Zırhımı çıkarttım astım portmantoya Güzel vücutlar boş suratlar Benimse yenmiş tırnaklarım Titrek ellerim var Evet dedi ben de seni aldattım Bİr kez de değil üstelik Çünkü beni çok kanattın Çok sevdiğim bir yalandın Gönülçelen gönülçelen Aynı anda utanmadan Hem kırıcı hem kırılgan Yordun beni gönülçelen Gönülçelen gönülçelen Biraz gerçek biraz yalan Hem…

Efkan Şeşen – Bu Kenti Bırakıp Gidebilirsin

Yolun da belirsiz yüzün de derin Bir çocuk defterinde umut çizgiler Dağlarda sırasını bekliyor derin Bırak koynunda açsın küskün güller Dağlarda sırasını bekliyor derin Düştüğü yerden kalksın mahsun güller Bu kenti bırakıp gidebilirsin Yerine bir sevda koyabilirsin Bak zaman geçiyor çalımlarıyla Yarına bir gülüş atabilirsin (yeni bir sevdaya tutunabilirsin) Yüreği nefrete eritme dostum Kurşun gibi…