Bu yola talip ol bağlandın ise Peyik sofulara beyan eylesin Kakikat aşkıyla dağlandın ise Git kendine denman eylesin dost Kemerbesk bağladık başında tacı Kulağında küpe güruh-i naci Gönül bir kabedir yap da ol hacı Davut sulari de derman eylesin
Bulut kat kat olmuş ayın önüne, günün önüne Giyin elbiseni gidek düğüne, yar nolur nolur İkimizde bu dünyanın sonuna, gülüm sonuna Beraber düşelim murat suyuna, tahmah çayına Suya gider sağ elinde sitili, gülüm sitili Boğazında güllü dolak atılı, yar nolur nolur Ha dedim ki benim yarim sen olan, gülüm sen olan Sen olmazsan yükletirim mitili,…
kaybolurum bu melodilerde arama bulamazsın ne zaman vursam şu tellere bütün bedenim ayrı yerde kaybolurum bu melodilerde arama bulamazsın ne zaman vursam su tellere bütün bedenim ayrı yerde hadi vur hadi söylee ne kaldı bu kez elimizde hadi anlat durma anlat ne kaldı söyle gözümüzde hadi bağır durma çağır ne kaldı söyle dilimizde hadi git…
Aynı kaldı düşümdeki ağaçlar Açtım gözlerimi çiçek açtılar Aynı kaldı düşümdeki ağaçlar Açtım ellerimi sevda oldular Doğdun o vakitte Ölmüş bir sevdadan aldın Kendi sevdana kattın yaralı yüreğini Kapandı ellerim kollarım çiçek doldu Aynı kaldı heyecanım bağlılığım oldu Kapandı gözlerim geceler gündüz oldu Aynı kaldı heyecanım Ben teninle oldum Dokundum genç kadınlığına Hafif çekingendim Tanıdım…
içimde nedenini bilmediğim bir kırılganlık söz konusu dilimde söylemek istediğim üstümden çıkmıyor tenininkokusu sen kendi derdine yan beni bana bırak artık uslan al hatıralardan ne varsa kendimden vazgeçmişim bir tek sana yanar içim gel bendeki seni al kolaysa herşeyin üstesinden gelen kalbim bu günlerde beni yarı yolda koyuyor aşk dediğin şey belki son perde insan…
(Paul Cotton) Take the water blue water Can you see how far it is from flowin’ free Can we let it just be Without a feelin’ of bein’ just a little guilty Alright Get your water green water wipe your eyes in it Still isn’t very clear It wouldn’t be wise to get too near…
Missed the Saturday dance heard they crowded the floor Couldn’t bear it without you don’t get around much anymore Thought I’d visit the club got as far as the door Then they’d have asked me about you don’t get around much anymore Darling I guess my mind’s more at ease But nevertheless why stir up…
Alışıyorum sana her gece yazmaya Şaşırıyorum senin aşkına bakmaya Bir gece ansızın usulca kalbime Gir bakalim hadi gel bir sevişmeye Öp beni yalnız senin tadın eksik Yak bir ateş içelim bir nefeslik Saklayamam seni öylesi sevdim Bir gülüşün yeter ömrümü verdim Sen inanmadın… Doyamadan aşkına, gönül verdim şaşkına Pusu kurdum yollarına Gitme uzaklara, Allah aşkına…
Indication of the essence Concentrating on mass submission Crying race philosophy Sacramental confidence Discovered desire Hesitant intelligence Impersonate integrity Aging trauma from the past Depending on naivety Personified tyranny Seeds of distorted thoughts Planted into the brains of us all Burn the brain In this cold world, we go on Our generation Won’t support this…
Eski kitaplar gibi Duygularım raflandı Matah mı sanki aşk İncilerimi döktü Basiretim düğüm düğüm çözemedim Çözemedim Kör gözlerim Kem talihim Uçanı sapanla, kaçanı yalanla, Geleni duvakla bağlamayı hiç bilemedim Ağla ağla Kalbim ağla Bul da karaları boynuna bağla Ağla ağla Kalbim ağla Dağla kalbini derdine ağla