If you could see me now
The one who said that he
If you could see me now
The one who said that he
Emek Çektim Bir Ev Yaptım Erenler Yine Bu Güzele Bildiremedim Bahar Geldi Çiçek Bitti Ot Bitti Toprak Güldü Taşı Güldüremedim Yüreğimde Belli Belli Yaralar Şeytan Kalbin Almış Gözün Köreler Hakk’ın Niyaz Eylemeye Âr Eyler Eğilip Bir Secde Kıldıramadım Hû Demine Bir İkrarı Güdenin Tu Yüzüne İkrarından Dönenin Pîr Sultan’ım Münafığın Nâdanın Gönül Aynasını Sildiremedim
Kaderin kalemi ellerimde değil ki Alnıma yazılmış hasret nöbetleri Yaralı kalbimi ben kanatmadım ki Senden geldi acılar yine de dert demedim ki Apansızca terketmek Sorgusuz sualsiz gitmek Hangi aşka yakışmış ki Bize de yakışsın sanki Tam da bugün gitmiştin Seneler önce dün gibi Bugün ayrılığımızın Kahrolası yıldönümü Bugün hasretin son günü Bugün ayrılığın son günü…
Herkes kıt kıt diyor gülüp eğleniyor Sallana sallana kendinden geçiyor Sen olsan yanımda ne yapacağım ben bilirim O yüzden de seni almaya gelirim Sen olmazsan söyle ben ne edeyim Kapı kapı senin için gezeyim, Bal dudaklım sende aklim ben ne edeyim Bırak bir kez bende E bende, e bende, bende, bende… Kıt Kıt diyeyim O…
Çözülen bir yün yumağı Akıp giden günlerimiz Mezar taşlarından suskun Sessiz sitemsiz Savrulan yapraklar gibi Akıp giden günlerimiz Cenaze törenlerinde Sessiz sitemsiz Bir suçluyu aklar gibi Akıp giden günlerimiz Sanki bir sır saklar gibi Sessiz sitemsiz Bir kitaba başlar gibi Koşarken yavaşlar gibi Ölen arkadaşlar gibi Sessiz sitemsiz
Under the intense scrutiny of Ligeia’s eyes I have felt the full knowledge And force of their expression And yet been unable to possess it And have felt it leave me As so many other things have left The letter half-read The bottle half-drunk Finding Finding in the commonest objects of the universe A circle…
Elbet bir gün buluşacağız Bu böyle yarım kalmayacak İkimizin de saçları ak Öyle durup bakışacağız Belki bir deniz kenarında El ele maziyi konuşacağız Benim içimde yanan ateş var Sevgilim ne zaman buluşacağız