Yüksek Sadakat – Aklımın İplerini Saldım

Ağla, kalbim ağla ona bağla bu canı Sen kurtar ya Rabb ümitsizce karşılıksız yananı Al derdimi dağlara ver, ateşe ver sen Ya Rabb Dayanmaz ki dağlar taşlar, alev ağlar gör Ya Rabb Ben mecburum sana, sesimi duysana Allahın aşkına kıyma bana Umutsa umut yok, çareme varmaz yol Senden sonrası yok, mecburum sana

Sandığın geçelerine x 2 Kız kaldırıp peçeleri Bu güzellik sendeyken, duran ağabey Öldürür neçeleri de bu güzellik sendeyken de öldürür neçeleri Dura dura dura dura dura duran ağabey duran ağabey Paraları yedin Duran ağabey x 2 Muradını alasın Duran ağabey x 2 Hurilere kalasın Duran ağabey x 2 Gidiyom, gidemiyom da gidiyom gidemiyom da az…

sevemedim kimseleri, sevemedim çok denedim seni unutmak için çözemediM düğümlerini aşkının, çözemediM kendimi katıksız esirin ettim kaç asır oldu gittin gideli bedenimi bana yabancı edeli kendime bir yol çizemediM aradım sana benzeyeni ya elini ya esmer tenini zorladım ama sana benzetemediM o bakışına yandığım sendin hoyratına kapıldığım sendin son nefesime kadar sana niyetlendim beni seven…

Hey mutlu günler ikinize Ben burda aşka içiyorum Ohh belki benden daha güzel ama Ben daha iyi sevişiyorum Hey lanet olsun gecenize Nasılda istekle soyunuyorsun Beynin beni kolay silemiyor Derken ismimi fısıldıyorsun Benim suçum neydi Hani ölene kadar sevecektik Daha ölmedik aşkım Hani ölene kadar söz vermiştik Hani hep benim olacaktın Vav vuav vaaav Hey…

Yüzünüzden bok akardı ben oradayken Boşluğum sizindi sanki… Servetim… Şehvetim… Sana herşeyimi vermiştim Ben nerelerdeydim Bu sefer olmadı ama umrumda değil İçtenlik öldü! Uyanık… Saat sabah beş…. Kirli masumiyet… Kötü imge… Manyak serseri… Düş kırıklığı… Biraz su, biraz boyayla Kadife aşk, yumuşak zaman… Fahişe, kaltak, yalancı sürtük Daha dibe it beni İçtenlik öldü!

Hayat kolay değil dostum Tokat yedim her taraftan Erişilmez o mevkiiye Ben yoruldum hep koşmaktan Döndüm baktım şu aleme Alem dediğin bir tuhaf Kullar çatlatır iblisi Bu kulu eylediler saf Sefa geldim yol giderim Dert yüklü kervenım benim Çekmektense bu çileyi Onlar gibi göç ederim Efendim tecellim bu Acep halim kınanır mı Gökyüzüne hasretin ben…