Bu ne gidiş sevdiceğım anam ağlar
hasretin hançer gelmezim yürek dağlar
bu ne gidiş sevdiceğim anam ağlar
hasretin hançer gelmezim yürek dağlar
Hiç bir sözüm kar etmedi gitme dedim dinlemedi
ben bittim sevdam bitmedi
gelsene yar gelsene dönsene yar gelsene dönsene
dön gel hasreti bitmezim
gel bir selamı yetmezim
gel can teslim etmezim
gelsene gelsene gelsene gelsene
hiç aklına gelmez miyim uykuların bölmez miyim
ben bende değil ben sendeyim yar
gelsene yar gelsene dönsene
Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni Of gençliğim eyvah Çanakkale köprüsü dardır geçilmez Al kan olmuş suları bir tas içilmez Of gençliğim eyvah Çanakkale içinde aynalı çarşı Anne ben gidiyorum düşmana karşı Of gençliğim eyvah Çanakkale içinde bir dolu testi Anneler babalar ümidi kesti Of gençliğim eyvah Çanakkale’den çıktım yan basa basa Ciğerlerim…
hayattan ne kaldı bakınca geriye ne sevdalar yaşadım gitti nereye sanki kederden bir güz ayrılık mavi hüzünden bir güz ah ne yazık bir sen kalsaydın ne olur ömrüme yorgun kanayan sevdamı gönlüme kalmadı mecalim sen yoksun güçsüzüm hayat ne zalim bir başıma öksüzüm ıslak üşütür beni yalnızlık sensiz ürkütür gece karanlık efkar sarıyor ışıksız gökyüzüm…
Tomorrow is just another day, when I let the sunshine meet my conscience. You told me stories, giving me new ideas. But then only you, you know the answers. I wait longing for you, baby. There’s no one around me, wanting me… Cause you know, and I know, enough to understand. I’m a warm waiting…
Düştü uzun yollara Aştı uzun yolları Dağlardan tepelerden denizlerden Geçerek geldi bugüne Isyanın kanatlarını Kuşandı ve uçtu suç Bir korku bir telaş Bir panik sardı insanlığı Ve ittiler suçu acıların rıhtımına Acıların rıhtımında Biz şiir yazıyorduk Girdi suç sımsıcacık mısralarımıza Onu oradan ne biz çıkardık Ne de bir başkası aldı Ve o günden beri suç…
I made my decision to let nothing undone to escape out of this hell. After several trials I reached the top of the volcano one day, living my people and some slaughtered creatures behind. It took me 2 months until my float ran ashere at a stony coast. I had returned to civilisation. Cities were…
Ölü bir deniz gibi, çağırır sessizliğin Rotası çizilmeyen, yolculuklar gibisin Gücünü bilir misin, söylemediklerinin O suskunluğun ki, sevdamın sebebi Anlamadım mı sanki söylemediklerini Farketmedim mi sanki o mahcup telaşını Duyamadım mı sanki yüreğinin sesini Sustuklarını düşün, boşver sen gerisini Ne çare bu gitmeler gittiğince yakınsın Umuda can vermiyor, yağmuru bakışların Acısını bilir misin hiç yaşanmamışların…