Kuşlar çığrışıp daldan dala ötüşür
Fesleğen yaylası yeşil salında
Yeşil ardıç reyhan sünbül kokuşur
Fesleğen yayla anber toprak yolunda
Sarı çiğdem küme küme serilmiş
Taşlarında kekik reyhan dirilmiş
Bü güzellik ta ezelden verilmiş
Fesleğen yayla sağında solunda
Savaşma karacaoğlan felekle
Gonca düşmez aşıklara dilekle
Gelin kızlar yayık yayar bilekle
Sallanıyor gümüş halhal kolunda
alo buyrun bunuda mı yapacaktın bana hiç ummazdım senden bunu yazıklar olsun sana bir değil iki değil üç değil dört bıktım yalanlardan böyle masallardan bitmeden önce her şeyimdin sen benim güzel günler yaşadık seninle sevdiğim benimle iki yıl önce çektirdiğin mestres hatırlarmısın senin için canımı verirdim bu aldatılma duygusu beni sarıyor ihanetin beynime kurşun gibi…
walked on the stones then sank through these oceans heaven’s fields laid bare i’d give up the ghosts locked up inside me if i ever once had cared and time won’t ever fade silken the threads that break thrown to the wolves i’m always frozen when will i finally reach the stairs scattered my thoughts…
Withstand the punishment of all. Pressure tested but never broke. Victim – a casualty of war. Battle scarred complete time bomb. Confront and taste the anger. Crush all competiti- on. Broke wide open. Done demolition. Aggression compulsion. Selfish destruct time bomb. Force of one. Defied by none. The punishment of all.
İnsan günahsız olmaz mı hiç Dünya yalansız dönmez mi hiç Sevdalar aşklar sürmez mi hiç Ben böyle sevda istemiyorum Savaşlar hırslar bitmez mi hiç Ben böyle dünya istemiyorum Yüzlerde güller açsın diye El dememiş günde umut diye Bin takla attık dostluk diye Saygısız dünya istemiyorum Emekler verdik sevgi diye Sevgisiz dünya istemiyorum Ben böyle dünya…
seni sevdim bir gul gibi vay vay sarardi benzim kul gibi vay vay ortada koydun el gibi vay vay vay vay sevdigime pisman ettin vay ortada koydun el gibi vay vay vay vay sevdigime sevdigime pisman ettin vay elim kollarim baglandi vay vay bicak kemige dayandi vay vay demek sevdan bir yalandi vay vay vay…
Saçların günah koksa Kirpiklerin ihanetten dökülse Tırnaklarından yabancı ellerin soğukluğu süzülse Rıhtımda bekleyenin benim Yaşarken bahçen Göçünde mezarın kalbimdir derdin İçine gömmek için mi kıydın bana Hiç gelmesen de bekleyeceğim Güvertelerde uçuşan nice el var Bana da bir siyah mendil sallayan olur Bir gün yanlışlıkla Seni saadet kuşlarının kanadı getirmişti Leylek gagalarında yaban ülkelere göçesin…